Kıbrısta Nafile Çözüm Arayışları

Kıbrısta Nafile Çözüm Arayışları
Nejat ÇOĞAL

SAGE YAYINLARI: ANKARA-2011

Nejat Çoğal’ın “Talat-Hristofyas Süreci” alt başlığı ile hazırlamış olduğu KIBRISTA NAFİLE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI isimli kitabı çıktı. Türk Ocakları web sayfasında ve Türk Yurdu dergisinde ilgiyle takip ettiğimiz, Kıbrıs üzerine stratejik analizlerini bir kitap bütünlüğünde okuyuculara sunan Çoğal, konuyla ilgili değerli bir eser kazandırdı. Kıbrıs konusu son yıllarda Türk kamuoyunda adeta bir bilinç kırılmasına uğradı. Sanki Kıbrıs bizim için tarihi ve milli bir dava olmaktan çok sırtımızda yük ve problemmiş gibi takdim edilmeye başladı. Bunu özellikle bir proje olarak yürüttüler. Kamuoyu etkilenmeye başladı. Fakat Türk aydını gerçekleri doğru görmeli ve gördüklerini de topluma sunmalıydı. Nejat Çoğal bir aydın duyarlılığı ile konuyu son derece sabırlı ve titiz bir şekilde takip etti. Tespitlerini okuyucuyla paylaştı. Bize Kıbrıs davamızdaki son durumu ve genel manzarayı çok anlamlı bir şekilde sundu. Bu kitap her Türk münevverinin evinde olmalı ve her Türk genci okumalı.

http://www.turkocagi.org.tr/modules.php?name=Kultur&pa=showpage&pid=420

http://www.turkocagi.org.tr/kitaplar.php

 

 

Kitabın arka sayfası

KIBRIS’TA NAFİLE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI

Talat-Hristofyas Süreci”

2008 Yılı Şubat ayında, Tasos Papadopulos’un ardından GKRY Liderliğine Dimitris Hristofyas’ın seçilmesi, Ada’da ve uluslar arası kamuoyunda olumlu bir hava estirmiş ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ı da umutlandırmıştı. İşte böylesi bir atmosferde Kıbrıslı Liderler 21 Mart 2008 tarihinde ilk görüşmelerini gerçekleştirmişler ve böylece 21 Mart süreci olarak adlandırılan Talat-Hristofyas süreci başlamış oldu. Fakat büyük umutlarla başlayan yeni uzlaşma süreci zaman içinde ciddi bunalımlara da sahne oldu. Hristofyas’ın tüm engelleme çabalarına rağmen, uluslar arası kamuoyunun ve Türk tarafının baskılarıyla süreç kesintiye uğramadan yaklaşık iki yıl devam edebildi. Ne var ki, Hristofyas’ın Ada’da adil ve kapsamlı bir çözüme ulaşmaktan ziyade, Türkiye’nin AB sürecini koz olarak kullanmak suretiyle Kıbrıs Türk Halkını Rum İdaresi altında bir azınlık statüsüne indirgemek niyetinde olduğu açıkça ortaya çıktı. Süreç ilerledikçe, 2004 yılında AB’ye girmek uğruna Annan Planı’na “evet” diyen Kıbrıs Türk Halkı Birlik tarafından aldatıldığını görmeye başladı ve bunun bedelini de AB perspektifiyle çözüm arayışına giren Talat’a ödetti. Cumhurbaşkanı olduğu Devletin (KKTC) kuruluşunu üzüntüyle karşıladığını itiraf etmekten çekinmeyen Talat, Nisan 2010’da KKTC’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından görevi Derviş Eroğlu’na devretti. Gelinen noktada Liderler, masadan kaçan taraf olmamak için mücadele vermekte ve süreci ağır-aksak da olsa kaldığı yerden devam ettirmeye çalışmaktadırlar. Çalışmamızda bir yandan tarihi arka plan ve sürecin gelişimi hakkında bilgi verilirken, aynı zamanda Annan Planı, Ada’nın gerçekleri, Kıbrıs’ı Türkiye’nin AB süreciyle ilişkilendirme gayretleri, her iki tarafın çözüm parametreleri ve küresel güçlerin Ada üzerindeki planları da değerlendirmeye tâbi tutulacaktır. Tüm okuyucular için yararlı olması dileğiyle…

Copyright © TÜRK OCAKLARI GENEL MERKEZİ Tüm hakları saklıdır.

Yayınlanma:: 2011-04-02

 

http://www.turkocagi.org.tr/modules.php?name=Kultur&pa=showpage&pid=420

http://www.turkocagi.org.tr/kitaplar.php

http://www.turkocagi.org.tr/ingo.php

Yayınevi: Sage Yayınları

Konu: Kıbrıs

Basım yılı: Mart 2011

Sayfa sayısı: 266

Boyutlar: 20 cm x 13,5 cm

Share This:

Kitaplarım

http://www.inkilap.com/yazar/nejat-cogal-/189879

http://www.inkilap.com/nejat-cogal/kibrista-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci/394665

http://www.inkilap.com/nejat-cogal/abnin-turkiye-paradoksu/397712

http://www.idefix.com/kitap/abnin-turkiye-paradoksu-nejat-cogal/tanim.asp?sid=MKNMRTBH1B2TQWHFS4JG

http://www.idefix.com/kitap/kibrista-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci-nejat-cogal/tanim.asp?sid=P24L4O65HN6N4AV3LF79

http://www.kabalci.com.tr/nejat-cogal-w73086.html

http://www.kabalci.com.tr/sage-yayincilik/nejat-cogal/ab-nin-turkiye-paradoksu-9786054384433.htm

http://www.kabalci.com.tr/sage-yayincilik/nejat-cogal/kibris-ta-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci-9786054384150.htm

http://www.kitapmatik.com.tr/kitap/kibris-ta-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci-p487376.html

http://www.kitapambari.com/kitap/nejat-cogal-kitaplari-wr89841.html

http://www.kitapambari.com/kitap/kibris-ta-nafile-cozum-arayislari-p518563.html

http://www.kitappinari.com/kitap/kibris-ta-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci-p488053.html

http://www.dunyakitap.com/kitap/nejat-cogal/kibris-ta-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci-p694444.html

http://www.dunyakitap.com/kitap/nejat-cogal/ab-nin-turkiye-paradoksu-p694447.html

http://www.prefix.com.tr/urun_liste.asp?kid=189879

http://www.kitapadresi.com/kitapdetay.aspx?kid=399730-kibris-ta-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci

http://www.kitapadresi.com/kitapdetay.aspx?kid=399735-ab-nin-turkiye-paradoksu

http://www.kitapadresi.com/kitaplistesi.aspx?orderby=yazar&id=Nejat Çoğal

http://www.bonmarket.com/kibrista-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci-nejat-cogal-k157728.html

http://www.1001kitap.com.tr/sage-yayincilik/nejat-cogal/kibris-ta-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci.htm

http://www.webmastersitesi.com/kultur-sanat-edebiyat/904780-kibrista-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci.htm

http://www.limonkitap.com/kitap/nejat-cogal/kibris-ta-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci.htm

http://www.turkocagi.org.tr/index.php?option=com_content&view=category&layout=blog&id=64&Itemid=265&limitstart=30

http://www.turkocagi.org.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=671:yeni-kitap&catid=64:yeni-ckan-kitaplar&Itemid=265

http://www.kitapvitrini.com/sage-yayincilik/nejat-cogal/kibris-ta-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci-9786054384150.htm

http://www.kitapbooks.com/kitap/kibris-ta-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci-p719585.html

http://www.kitapbooks.com/kitap/ab-nin-turkiye-paradoksu-p719590.html

http://www.kitapvekitap.com/sage-yayincilik/nejat-cogal/kibris-ta-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci.htm

http://www.hemenkitap.com/magaza/prddet.php?pid=112607

http://tr.vaboose.org/ayrinti-sunuyor/ab-nin-tuerkiye-paradoksu-nejat-cogal/182464.html

http://www.kitappazaryeri.com/kibris-ta-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci.htm

http://www.kibo.com.tr/kibokatalog/kibodetay.php?pid=690262

http://www.denizlerkitabevi.com/vitrin/prdquery.php?lid=213&u=6093&s=5&l=2

http://www.denizlerkitabevi.com/vitrin/abnin-turkiye-paradoksu-nejat-cogal-k842886.html

http://www.denizlerkitabevi.com/vitrin/kibrista-nafile-cozum-arayislari-talat-hristofyas-sureci-nejat-cogal-k842881.html

http://tez.sdu.edu.tr/Tezler/TS00910.pdf

http://www.ogrencisepeti.com/kirtasiye

Share This:

Kitaplarım TBMM Kütüphanesinde

Nejat ÇOĞAL’ın Kitapları

TBMM Kütüphanesinde…

 http://kutuphane.tbmm.gov.tr/cgi-bin/koha/opac-search.pl

AB’NİN TÜRKİYE PARADOKSU

 http://kutuphane.tbmm.gov.tr/cgi-bin/koha/opac-detail.pl?bib=312219

KIBRIS’TA NAFİLE ÇÖZÜM ARAYIŞLARI;

 TALAT-HRİSTOFYAS SÜRECİ

http://kutuphane.tbmm.gov.tr/cgi-bin/koha/opac-detail.pl?bib=305439

Share This:

Kitaplarım Milli Kütüphanede

Nejat ÇOĞAL’ın Kitapları Milli Kütüphanede…

Share This:

Nejat ÇOĞAL Türk Ocakları Genel Merkezinde

ARAŞTIRMACI-YAZAR NEJAT ÇOĞAL,

TÜRK OCAKLARI GENEL MERKEZİ’NDE DÜZENLENEN

12 NİSAN 2014 TARİHLİ

OCAKBAŞI SUHBETLERİNDE,

TÜRKİYE’NİN AB SÜRECİ VE KIBRIS

 

HAKKINDA KONFERANS  VERİYOR…

Share This:

Nakışlı Çorap

“…Bir türkü duyulur… Gecede başka türlü, gündüzde başka türlüdür. Çocuk söylerse başka tadda, kadın söylerse… Genç söylerse başka türlü olur, yaşlı söylerse…  Dağda söylenirse başka, ovada, ormanda, denizde başka türlüdür. Hep ayrı ayrı taddadır. Sabahleyin başka, öğle, ikindin, akşamlayın başkadır.

Bu nakışlı çorap bir türkü gibidir. Bir türkü sıcaklığında örülmüştür. Sarısı, kırmızısı, yeşili, mavisi, turuncusu, türlü rengi karışıp uyuşmuş, bir sıcaklık, bir yumuşaklık meydana getirmiştir. Aşk gibi, şefkat gibi bir şey olmuştur.

Bu çorap aşktır. Öyle bir gelenekten gelir…”

İnce Memed, Yaşar Kemal

Share This:

Vasiyet

Vasiyet

Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam;
Alıp beni götürsün, tam dört inanmış adam…

Necip Fazıl Kısakürek    

Share This:

Ocakbaşı Sohbetleri

NEJAT ÇOĞAL

12 NİSAN 2014 CUMARTESİ GÜNÜ

SAAT: 14:00’DE

TÜRK OCAKLARI GENEL MERKEZİ’NDE, OCAKBAŞI SOHBETLERİ’NDE

TÜRKİYE’NİN AB SÜRECİ VE KIBRIS” KONUSUNDA KONUŞACAKTIR.

YER: Türk Ocakları Genel Merkezi

Galip Erdem Salonu

TARİH: 12 Nisan 2014, Cumartesi

SAAT: 14:00

Share This:

Nejat ÇOĞAL Ocakbaşı sohbetlerinde konuştu

Ocakbaşı Sohbetinde bu hafta “Türkiye’nin AB Süreci ve Kıbrıs” konusu konuşuldu

Türk Ocağı

Pazartesi, 14 Nisan 2014

Türk Ocakları Genel Merkezi’nin her hafta düzenlediği Ocakbaşı Sohbetleri’nin bu haftaki bölümü 12 Nisan 2014 Cumartesi günü Genel Merkez’de Galip Erdem Salonu’nda gerçekleştirildi. Konuşmacı “Türkiye’nin AB Süreci ve Kıbrıs” konulu konuşmasıyla Araştırmacı Yazar Nejat Çoğal’dı. Çoğal başından sonuna kadar Avrupa Birliği maceramızı özetlerken bu süreçte Kıbrıs’ın durumunu ve gelecekte neler olabileceğine dair öngörülerini katılımcılarla paylaştı.

Programın açılış konuşmasını Türk Ocakları Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Şahingöz yaptı. Şahingöz konuşmasına Kıbrıs’ın Türkiye’nin uzun bir geçmişe dayanan milli bir meselesi olduğunu ve bugünlerde yeniden gündeme gelmeye başladığına dikkat çekerek başladı. “Son günlerde Kıbrıs’ta bir şeyler olmaya başladı” diyerek konunun yeniden karmaşık bir sürece ilerlediğini ifade eden Şahingöz, ardından konuşmacı Nejat Çoğal’ı kürsüye davet etti.

 

Nejat Çoğal konuşmasına Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne başvurusuyla başlayan tarihi süreci anlatarak başladı. İlk başvuru dönemlerinde hem bölgesel olarak hem de bölgede o dönemlerde çok ciddi bir rakibimiz olan Yunanistan’a karşı stratejik bir hamle olan Avrupa Birliği sürecinin ilerleyen zamanlarda çok farklı boyutlara ulaştığını ifade etti. Avrupa Birliği’nin Kıbrıs meselesini birincil olarak her zaman Türkiye’nin önüne koyduğunu ve Kıbrıs’ın Türkiye’nin AB süreci için en temel meselelerden biri olduğunu söyleyen Çoğal, AB’nin birleşik bir Kıbrıs’ı birliğe almak istediğini ancak tarihi sürecin buna izin vermediğini ifade etti. AB’nin samimiyetsiz davrandığına değinen Çoğal Kıbrıs’ta yaşanan katliam ve ölümlerin bugün AB tarafından görmezden gelinilmeye çalışıldığını ifade etti. Ayrıca bugünkü statünün korunması gerektiğini ifade eden Çoğal, 1974 harekatının gerçekten barış getirdiğini v o günden beridir Kıbrıs’ta bazı olaylar dışında  topyekün bir çatışmanın yaşanmadığı ve kanın dökülmediğini söyledi.

 

Çoğal daha sonra Kıbrıs açıklarında bulunan doğalgazın bugün Kıbrıs’ın stratejik önemini daha da artırdığına dikkat çekti. “Bilindiği gibi, GKRY Lideri Anastasiadis ile KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, 11.02.2014 tarihinde biraraya gelerek yeni bir müzakere sürecini başlatmışlardır. Aslında her iki Lider de biraraya gelme konusunda oldukça gönülsüzdü. Buna rağmen, ABD, AB ve BM’nin özel gayretleri ve desteğiyle başlayan bu sürecin arkasındaki en büyük sebebin Doğu Akdeniz’de keşfedilen doğalgaz rezervlerinin paylaşım ve dağıtımı olduğunu söylememiz mümkündür.” Diyen Çoğal AB’nin meseleyi kendi çıkarları için çözme amacıyla iki tarafa da baskı yaptığını söyledi.

“Kıbrıs Türk tarafı açısından hadiseye bakıldığında, Doğu Akdeniz’de derinleşen krizin asıl sebebinin, Ada’nın doğal zenginliklerinden Kıbrıs Türklerine de pay verilmesinden ziyade, Kıbrıs Türk Halkının eşit egemenliğinin tanınmaması ve gözetilmemesi olduğu görülecektir. Yani Kıbrıs Türk Halkının esas problemi, uluslararası toplumun KKTC Halkına uyguladığı siyasi, ekonomik ve toplumsal ambargolardır.” Diyen Çoğal meselenin pek çok platformda saptırıldığını asıl meselenin Kıbrıs’ı zor duruma sokan ambargoların izolasyonların kaldırılması olduğunu ifade etti.

“Türkiye’nin de önceliği Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yatakları değildir. Türkiye’nin birinci önceliği, kendi hayat alanının tam merkezinde yer alan, Osmanlı’nın bakiyesi konumundaki Kıbrıs’ın güvenliği ve burada yaşayan Kıbrıs Türk Halkına uygulanan yıkıcı ambargoların kaldırılması ve nihayet Ada’da kalıcı bir huzur ortamının sağlanmasıdır.” Diyerek konuşmasına son veren Çoğal daha sonra sorulan sorulara yanıt verdi.

Soru Cevap bölümünün ardından program sona erdi. Türk Ocakları Genel Sekreteri Prof. Dr. Mehmet Şahingöz programın sonunda katılımcılar 19 Nisan 2014 tarihinde yapılacak olan Türk Ocakları 43. Olağan Kurultayı’na davet ederek konuşmasını sonlandırdı.

Haber: Emre Kartal
Fotoğraf: Sefa Tuğrul Atasoy

Bu yazi 8 defa okundu.

Yazarımız Türk Ocağı Salı, 07 Haziran 2011 tarihinden itibaren sitemizde yazı yazmakta.

Diğer yazıları için tıklayınız.

http://www.turkocaklari.org.tr/index.php/faalyetler/ocakbasi/6741-ocakba-sohbetinde-bu-hafta-qtuerkiyenin-ab-suereci-ve-kbrsq-konusu-konuuldu

Share This:

Hristofyas ve Doğrudan Ticaret Tüzüğü

Tüm gayretlerine rağmen KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ı müzakere masasından kaçırmayı başaramayan GKRY Lideri Dimitris Hristofyas, bugünlerde, KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Derviş EROĞLU’nu masadan kaçırabilmek için yeni taktikler arayışına girmiş bulunmaktadır. Nitekim, Rum basınından edinilen bilgilere göre Hristofyas, çapraz oylama teklifinin Türk tarafınca reddedilmesi halinde dönüşümlü başkanlık önerisini, müzakere masasındaki konumunu zayıflatmadan geri çekebilmenin hesabını yapmaktadır. Yani Rum lider, her konuda anlaşma sağlanmadan, hiçbir konuda anlaşma sağlanmış olmayacağı prensibine sığınarak federal devlet yönetimine ilişkin tüm önerilerini geri çekmeyi düşünmektedir.

Nejat ÇOĞAL Tüm gayretlerine rağmen KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ı müzakere masasından kaçırmayı başaramayan GKRY Lideri Dimitris Hristofyas, bugünlerde, KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Derviş EROĞLU’nu masadan kaçırabilmek için yeni taktikler arayışına girmiş bulunmaktadır. Nitekim, Rum basınından edinilen bilgilere göre Hristofyas, çapraz oylama teklifinin Türk tarafınca reddedilmesi halinde dönüşümlü başkanlık önerisini, müzakere masasındaki konumunu zayıflatmadan geri çekebilmenin hesabını yapmaktadır. Yani Rum lider, her konuda anlaşma sağlanmadan, hiçbir konuda anlaşma sağlanmış olmayacağı prensibine sığınarak federal devlet yönetimine ilişkin tüm önerilerini geri çekmeyi düşünmektedir.Ayrıca Hristofyas, çözüm müzakerelerinde herhangi bir takvimlendirmeye ve hakemliğe de şiddetle karşı çıkmaktadır. Bu kapsamda Rum/Yunan tarafı, BM Genel Sekreteri’nin Ada’da bulunan barış gücünün görev süresinin uzatılmasına ilişkin olarak BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu iyi niyet misyonu raporunda, nihai çözüm için 2010 yılı sonunun işaret edilmesine karşı çıkmaktadır. KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun 2010 yılı sonuna kadar çözüme ulaşılabileceği yönündeki açıklaması ise Hristofyas’ı daha da tedirgin etmiştir. Yine, Kıbrıslı Türklere uygulanan tecridin ortadan kaldırılması yönünde çok büyük bir adım olacak Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün Avrupa Parlamentosu’nda kabul edilerek onaylanmasını engellemek için Rum tarafı Brüksel’deki diplomat sayısını %50 oranında artırmıştır. Tüzük halen AP’nin gündemindedir ve sonbahara kadar onaylanması beklenmektedir.  Brüksel’de kapalı kapılar ardında AB’li yetkililerle temaslarda bulunan Rum diplomatlar, bir taraftan da Türkiye’nin AB sürecini durdurma tehdidinde bulunmaktadırlar. Nitekim, Kıbrıslı Rum Liderin KKTC ile Doğrudan Ticaret Tüzüğünün kabul edilmesi halinde, Türkiye ile hiç bir müzakere başlığını açtırmayacakları yönündeki açıklaması, Tüzüğün Kıbrıslı Türkler için ne kadar önemli olduğunun da bir kanıtı gibidir.Bilindiği gibi, Lizbon Anlaşması ile birçok konuda Rumların elinden veto kartı alınmış oldu. Yani, Doğrudan Ticaret Tüzüğünün kabul edilmesi için oybirliği yerine oyçokluğu yeterli olacak. AB’nin 2004 referandumunun ardından Kıbrıslı Türklere verdiği sözleri tutmamış olması nedeniyle Kıbrıs Türk Halkı hayal kırıklığı yaşamıştı. Şimdi Brüksel verdiği sözü tutmak ve Birliğe yönelik olumsuz bakış açısını tersine çevirmek için harekete geçmiş durumda. Öyle görünüyor ki AB, 2010 yılı sonuna kadar Doğrudan Ticaret Tüzüğünü onaylamak suretiyle hem Kıbrıs Türk Halkına olumlu bir mesaj vermek ve hem de Türkiye’nin AB sürecinin bir yol kazasına uğramasını önlemek niyetindedir.Ancak Hristofyas’ın Tüzükten duyduğu rahatsızlık sadece Kıbrıs Türk Halkı üzerindeki izolasyonların kalkacak olmasından ibaret değildir. Eğer tüzük AB tarafından onaylanırsa Rumların Türkiye’ye karşı ellerindeki en büyük koz olarak gördükleri “Türk limanlarının Rum gemi ve uçaklarına açılmaması” bahanesi de ortadan kalkmış olacak. Bilindiği gibi, Rumlar bu bahaneyle Türkiye’nin tam üyelik müzakere sürecini neredeyse durma noktasına getirdiler. Türkiye daha önce, KKTC üzerindeki izolasyonların kaldırılması halinde limanların Rum gemi ve uçaklarına açılabileceğini açıklamıştı. Tüzüğün onaylanması halinde limanlar açılabilir ve AB’nin 2006 tarihinde askıya aldığı 8 müzakere başlığı serbest bırakılabilir. Bu durumda, 2010 yılı sonunda Türkiye-AB arasında bir kriz ortaya çıkmaz ve müzakere süreci bir süre daha devam edebilir. Kuşkusuz böylesi bir gelişme, Rumların Türkiye’nin AB sürecini koz olarak kullanma imkânlarını ellerinden alacaktır. Zira Rumlar, Kıbrıs Türk Halkının azınlık statüsünde olacağı bir ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ hedefine ulaşıncaya kadar Türkiye’den taviz koparmanın gayreti içinde olacaklardır. Bu hedefe ulaşmadan evvel Türkiye’nin AB üyesi olması da Rum tarafının isteyeceği en son şeydir.  Ayrıca, 2012 yılında AB dönem başkanlığını üstlenecek olan Rum tarafı, bu dönemde Türkiye üzerinde baskı uygulamayı planlamaktadır.İşte bu nedenlerle, Hristofyas 2010 yılı sonu gibi bir takvimlendirmeye şiddetle karşı çıkmakta ve süreci elinden geldiğince uzatmaya çalışmaktadır. Ne var ki, Rum Lider zamanın daralmakta olduğunun da farkındadır. Sürecin uzayıp gitmesi halinde Ada’daki mevcut statünün kalıcılaşacağı ve KKTC’nin uluslar arası toplum tarafından tanınmasının gündeme geleceğinin farkında olan Hristofyas, zaman baskısını ziyadesiyle hissetmektedir. Zira, hem Türk tarafı hem AB ve hem de BM, kapsamlı müzakerelerin 2010 yılı sonunda kalıcı bir uzlaşmayla sonuçlandırılması gerektiğini giderek daha yüksek sesle dile getirmektedirler. Hristofyas’ın giderek ağırlaşan bu baskı karşısında nasıl bir tavır takınacağını bekleyip göreceğiz.   Tüm bu gelişmeler, yine de, Kıbrıs’ta son dönemeç olarak görülen Talat-Hristofyas sürecinin Eroğlu-Hristofyas ikilisi tarafından devam ettirilmesine engel teşkil etmemiştir. Nitekim 26 Mayıs’ta yaptıkları ilk görüşme ile kapsamlı çözüm müzakerelerine yeniden start veren Kıbrıslı Türk ve Rum Liderler, çözüm görüşmelerini kaldığı yerden devam ettirme konusunda mutabakata vardılar.  Ancak, her iki lider de uzlaşmanın şimdi eskisinden daha da zor olduğunun farkındadırlar. Hristofyas’ın özellikle Türkiye’ye yönelik tehditkâr çıkışlarını da içine düştüğü bu umutsuzluğa bağlamamız mümkündür. Mesela, İspanya’nın dönem başkanlığı sona ermeden müzakerelere açılması planlanan “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” başlığını bile siyasi bir mesele haline getirip, Türkiye’den tavizler koparma girişimleri, bu umutsuzluğun dışa yansımasından başka bir şey değildir.     GKRY’nin bugüne kadar takip ettiği Kıbrıs politikası ters etki vermeye başlamış ve artık kendisinden ziyade Türk tarafının çıkarlarına hizmet eder hale gelmiştir. Barış görüşmelerini sabote edip, çözümsüzlüğün faturasını Türk tarafına kestirmeyi âdet edinen Rum Liderlerin 2004 Annan Referandumundan sonra maskeleri düşmüş gibi görünmektedir. Rumların Birlik içinde sürekli sorun çıkaran kaprisli davranışları bazı AB ülkelerini de rahatsız eder hâle gelmiş ve uzlaşmaz tarafın kim olduğu konusundaki anlayışın da Rumlar aleyhine değişmesine yol açmıştır. Uluslar arası toplum tarafından tanınmış olmanın ve özellikle de AB üyesi olmanın verdiği rahatlıkla uzlaşmaz tutumlarında ısrar eden Rumlar, bu şekilde sonuca ulaşamayacaklarını anlamaya başlamışlardır. Nitekim şantaj ve tehdit yoluyla ne Kıbrıs Türk Halkının egemenliğine halel getirebilecek ve ne de KKTC’nin dünya ekonomisi ile entegrasyonuna mani olabileceklerdir.Netice itibariyle, Kıbrıs Türk Halkına yapılan en büyük haksızlıklardan birisini ortadan kaldıracak olan Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün onaylanıp onaylanmayacağı hususu Brüksel için bir samimiyet sınavı olacaktır. Eğer Tüzük onaylanmaz ise AB, Hristofyas’ın şantajlarına bir kez daha boyun eğmiş olacaktır. Böylesi bir gelişme, aynı zamanda, 2010 yılı sonunda Türkiye ile Brüksel arasında ciddi bir krize de yol açabilecektir. Nihayet AB, tarihi ve kültürel birikime sahip bölgesel bir güç haline gelen Türkiye’nin stratejik ortaklığı ile devamlı olarak kendisine sorun çıkaran küçük bir üyesinin haksız istekleri arasında bir tercih yapmak zorunda kalacaktır. Fakat bu noktada, Türkiye’nin de AB’nin tercihlerine mahkûm olmadığı, bilakis farklı alternatiflere sahip bulunduğu hususunun, bilhassa AB’nin lokomotif ülkeleri tarafından dikkate alınması yararlı olacaktır.Yayınlanma: 2010-06-30http://www.turkocagi.org.tr/modules.php?name=Yorumlar&pa=showpage&pid=562

 

http://www.turkocagi.org.tr/modules.php?name=Yorumlar&pa=showpage&pid=562

Share This: