Ocakbaşı Sohbetlerinde Kıbrıs Meselesinin Güncel Durumu Konuşuldu
-
Türk Ocakları Galip Erdem Salonu
-
Tarih23 Ocak 2016
Türk Ocakları Genel Merkezi’nin her hafta düzenli olarak yaptığı Ocakbaşı Sohbetlerinde bu hafta “Son Gelişmeler Işığında Kıbrıs Meselesi” konu başlığı üzerine araştırmacı yazar Nejat Çoğal bir konuşma gerçekleştirdi. Açılış konuşmasını Türk Ocakları Genel Merkezi Gençlik Kolları Yönetim Kurulu üyesi Hasan Furkan Celil yaptıktan sonra konuşmasını yapmak üzere Nejdet Çoğal’ı kürsüye davet etti.
KIBRIS MESELESİ DÜNYANIN EN KARMAŞIK SİYASİ PROBLEMİ
Konuşmasına Güneydoğu Anadolu bölgesinde şehit düşen güvenlik güçlerimize rahmet dileyerek başlayan Çoğal, Kıbrıs’ın inişli çıkışlı da olsa milli bir dava olduğunu ifade etti. Dünyada Kıbrıs meselesi kadar uzun süren ve karmaşık olan başka bir siyasi problemin olmadığına değinen Çoğal, son gelişmeleri anlamak için geçmişi iyi bilmek gerektiğinden bahsetti. Özellikle belirttiği üç sorunun cevaplanması gerekliliğinden bahseden Çoğal, bu soruları şöyle sıraladı;
1- Kıbrıs’ta oluşan problemlerin çözümleri nedir?
2- Taraflar nasıl bir çözüm istiyor?
3- Yıllardır çözülemeyen sorun birkaç ayda çözülebilecek mi?
KIBRIS RUMLARI CUMHURİYETİ GASP ETMİŞTİR
Rum kesimini çok sinsice hareket ettiğini söyleyen Çoğal, Adnan Menderes ve Fatin Zorlu’nun çabalarıyla Lozan’da kaybedilen toprakların geri alındığını dile getirdikten sonra Türkiye, İngiltere, Yunanistan arasında anlaşmaların yapıldığını ve ada üzerinde süren sömürü düzeninin bittiğini aktardı. 1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uzun süre ayakta kalamadığından bahseden Çoğal, Rumların, Kıbrıs Anayasası’nın değişmesi teklif edilemeyecek olan maddelerini değiştirme, bürokraside ve sivil toplumda Türkleri bastırma teşebbüsleri ve Türklerin bu teşebbüslere direnmesi üzerine yüz kişiden fazla Türk’ü öldürdüğünü ve birçoklarını göçe mecbur ettiğini nakletti. Ayrıca Çoğal, “Güney ve Kuzey’in ayrılmasının fitilleri burada ateşlendi” dedi.
1974 senesinde Yunan cuntasının Kıbrıs’ta bir darbe gerçekleştirdiğini ve yönetimin el değiştiğini ifade eden Çoğal, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin darbe sonucunda Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’ne dönüştüğünü aktardı. Makaryaos’un Yunanlılara işgalci demesi üzerine kendisine yöneltilen ‘Kıbrıs’ı sen böldün’ eleştirilerinin var olduğunu belirten Çoğal, işgalci yaftasının bugün Türklere yapıştırıldığını ifade etti.
RUMLAR ÇÖZÜM İSTEMİYOR
“Uluslararası Antlaşmalar ve haklardan dolayı Türkiye 20 Temmuz’da Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlatmış ve bu harekât sayesinde Kıbrıslı Türkler ancak nefes alabilmiş, barış kalıcı kılınmıştır. Kuruluş Bildirgesi’nin 1983’te Rauf Denktaş tarafından okunmasının ardından kapılar her zaman birleşmeye açık oldu. Fakat Rumlar çözüm önerilerini her fırsatta reddetmiş ve Kıbrıs Meselesi’ni itibarsızlaştırmışlardır. Rumların ve Yunanistan’ın tek amacı Kıbrıs Meselesi’ni Avrupa Birliği’ne taşıyabilmek ve kendi lehlerine karar çıkmasına uğraşmaktır” diyen Çoğal, 2004 Annan Planı ile Kıbrıs Rumlarının çözümü reddetme politikasının açıkça görüldüğünü ifade etti. 2008 yılında Hristofyas ve Talat arasındaki dostluğun adada çok iyi bir hava estirdiğini ve insanların, çözüme çok yaklaşıldığını düşündüğünü aktaran Çoğal, yüzün üzerinde gerçekleşen görüşmelerin ardından bile çözümün sağlanamadığını ve hem Talat’ın hem de Hristofyas’ın ertesi seçimlerde sandığa gömüldüğünü söyledi. Hristofyas’ın ardından seçilen Anastasiadis’in, Talat’ın ardından seçilen Eroğlu ile bir yıl boyunca müzakere masasına dahi oturmamış olduğunu nakleden Çoğal, meselenin Rumlar tarafından çözülmek istenmediğini tekrar net bir şekilde ortaya koydu.
ÇÖZÜMÜN ÖNÜNDEKİ ENGELLER
Taraflar arasında “Her konuda anlaşma sağlanmadan hiçbir konuda anlaşma sağlanamaz” prensibinin herhangi bir anlaşmaya müsaade etmediğini söyleyen Çoğal, tarafların çözüm beklentilerinin tamamen farklı olduğunu, Rumların Türkiye Cumhuriyeti’ni denklem içerisinde görmek istemediğini ve uluslararası anlaşmalara aykırı olmasına rağmen Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Avrupa Birliği’ne alınmasının ve Rumların tek meşru taraf olarak gösterilmesinin çözümün önündeki en büyük engel olduğunu ifade etti. “Rumların mülkiyet meselesi, güvenlik ve garantörlük konuları ve uluslararası hakem tanımama meselesi çözümün önündeki diğer büyük engellerdir” diye ekledi.
“Bugün, Akıncı ve Anastasiadis arasındaki görüşmeler kapalı kapılar ardında gerçekleşmektedir” diyen Çoğal, KKTC hükümetine dikkatli olmasını önerdi. Çoğal, Rauf Denktaş’ın Kıbrıs şehitliğinde söylediği şu sözlerle konuşmasına son verdi: “…Anadolu dağlarına bakarak ağlayacağız, şehitlerimizi yine gizli gizli gömeceğiz. Kaçacak yer arayacağız, Ama bulamayacağız.” Ardından soru-cevap kısmına geçildi ve program sona erdi.
Haber: Hilal Süyümbike Maraş, Hasan Güler
http://turkocaklari.org.tr/faaliyetdetay/225/ocakbasi-sohbetlerinde-kibris-meselesinin-guncel-durumu-konusuldu.html